Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP Vilayet Başkanlığı binası önündeki evlat nöbeti sürüyor.
Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül’de başlattığı oturma hareketi 124’üncü gününe girdi.
Oğlu Mehmet’e kavuşma ümidiyle Ağrı’dan gelerek harekete katılan baba Salih Gökçe’nin Kürtçe ağıt yakması çadırdaki annelere duygusal anlar yaşattı.
Konya’dan gelen ve 16 yaşındaki kızı Yasemin için oturma aksiyonuna katılan anne Yıldız Ballı, başlattıkları oturma hareketini sürdürmekte kararlı olduklarını belirterek, “Hiç heveslenmesinler buradan kalkmayacağız. ‘Soğuktur, kıştır, bunlar gidecek.’ demesinler, gitmeyeceğiz.” tabirini kullandı.
Ballı, şöyle konuştu:
“Her gün kızımın gömleğini koklayıp yatıyorum. Allahımdan dileğim, benim evladımı götürenler evlatlarının kokusuna hasret kalsın. Evladımın kokusuna hasret kaldım. Yaseminime 6 yıldır hasretim. Kızımın gömleğini kendime yastık yaptım. Artık dayanamıyorum, evladımı bana versinler. Benim ve bütün annelerin evlatlarının geri dönmesini istiyorum.”
Kızı Yasemin’e seslenen Ballı, “Kızım, sesimi duyuyorsan gel. Hiçbir şeyden hiç kimseden korkma. Bir meyyit, bir canlı haberini aldım artık dayanamıyorum.” dedi.
Oğlu Erkan için oturma aksiyonunda yer alan baba Fahrettin Akkuş da aksiyonlarında 124’üncü güne girdiklerini, bugüne kadar HDP’liler tarafından bir açıklama yapılmadığını söyledi.
Partinin yönetici ve milletvekillerinin kendilerinden kaçtığını lisana getiren Akkuş, şöyle dedi:
“Kaçmakla bu iş yürümez. Kaçmakla kurtulmanız mümkün değil. Bu çocuklar nasıl götürülmüş ise bu insanların çocukları birebir halde getirilsin. Biz 124 yıl da olsa buradan kalkmayacağız. Bunlardan sadaka değil çocuklarımızı istiyoruz. Bizim çocuklar 5 yıldır nerede? Ne bayram kaldı ne öbür bir şey. Bir hayat yaşamadık. Yavrularımız için gece gündüz ağlıyoruz.”
Akkuş, diğer bir partinin önüne gitmediklerini adreslerinin aşikâr olduğunu işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bizim adresimiz burası. Bizim çocuklarımızı bunlar götürdü, buranın kapısındayız. Çocuklarımızı almadan buradan gitmiyoruz. Hırsız bir yere kadar sarfiyat. Hırsızı yakalayacaksın. Hırsızımız muhakkak, maksadımız muhakkak, kim çocuğumuzu götürdüyse adres belirli. Biz yavrularımızı bunlar için beslemedik.”